yüreğinizin şiir adresi !
...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA

Forumlar » Genel » Türk Şairlerimiz » Ali YÜCE


  Yazar   Mesaj
Kurşunkalem Online status
№: 97  Tarih: 2016-03-23 19:32 GMT
  

Administrators

Mesaj: 112
Ülke: Turkiye

 

HARİTADA DENİZE GİRİYORUM 

Hem acılar eğitiyor 
Hem türkü söylüyorum 
Aslında bir yapının 
Temelini atıyorum 

Tuğlam pişmemiş daha 
Demirim yok çimentom yok 
Kumum kirecim hazır değil 
Bu yapı ne zaman biter 
Kaçıncı katta bulurum güzeli 
Belli değil 

Bir yağmur bulutunu 
Elime alıp kokluyorum 
Bulut mulut bahane 
Aslında bir şiirin 
Temelini atıyorum 

İlk dizeyi yazıyorum 
Kan ter içinde kalemim 
Kimseye göstermeden 
Haritada denize giriyorum 
Ne zaman çıkarım bilmem 
Hangi kıyıda bulurum güzeli 
Belli değil 

Boğazıma doluyor 
Sözcükler şiir molekülleri 
Yarı yoldan geri dönüyorum 
Tatlı mı ekşi mi deniz 
Rengi sarı mı pembe mi 
Korsan beye sorun bunu 
Vallahi ben bilmiyorum 

Nerede bir çirkin görsem 
Başımı önüme eğiyorum 
Kıpkırmızı olunca şiirlerim 
Utancımdan ölüyorum 
Ben ne zaman dirilirim 
Kaptan bey ne zaman ölür 
Belli değil 

Hem kentte oturuyor 
Hem yalan söylüyorum 
Bozuk çıkıyor fotoğrafım 
Korsan beyin ölü töreninde 
Gülerken yakalanıyor şiirlerim 
Ben başarıyla somurtuyorum 

Ali Yüce

 

YOLKESEN 

İzmir'e gittiniz mi hiç 
Turgutlu'dan geçerken 
Çiçekler yolunuzu kesti mi 
Göz göze geldiniz mi doğayla 
Başınızda kavak yelleri esti mi 
Saç sakal ağardıktan sonra 

İzmir'e gittiniz mi hiç 
Salihli'den geçerken 
Bağlar yolunuzu kesti mi 
Asma gibi kızlarla 
Kız gibi asmalar 
Halay çekerken kol kola 
Annelerinden izin alıp 
Katıldınız mı aralarına 

İzmir'e gittinizse eğer 
Aylardan mayıs olmalı 
Günlerden Gökova 
Dargındınız küskündünüz 
Barıştınız mı doğayla 
Şiir yolunuzu kesti mi 
Kuruyan ağzınızı dayayıp 
İçtiniz mi kana kana 

Ben İzmir'e giderken 
Akdeniz'e selam götürdüm 
Bir gelinlik kızı gözlerinden 
Çürük bir davul patladı kulağıma 
Yarım kaldı halk düğünüm 
Ben Asarcıklı çoban 
Ağzımı keçiler yedi 
Ne darıldım ne gücendim 
Bir delik daha deldim kavalıma 

Dünya dedikleri yuvarlak kitap 
Işıklarınız sönmeden 
Kaç sayfa okuyabildiniz 
Sevgi dediğimiz solmaz bir kumaş 
İpliğiniz tükenmeden 
Kaç metre dokuyabildiniz 
Giydiniz mi doya doya 

 

SEVDALI SÖZCÜKLER 

Beni tanımadın mı dedi 
Bir sözcük bir sözcüğe 
Çevir zamanın sayfalarını 
Belleğini iyi yokla 
İyi bak gözlerimin içine 
Anılar devşir yüzümden 

Bir yağmur sonrasıydı 
Yan yana düşmüştük hani 
Bir şiirin ilk dizesinde 
Göz göze gelmiştik birden 
Bir şey kımıldamıştı içimizde 
Sonra sürülmüştük şiirden 
İzinsiz öpüştük diye 

Anımsadım dedi öbürü 
Elin elime değince 
Bindim sevdanın mor atına 
Gittim ta eski günlere 
Küçüldükçe büyüdü hüzün 
Adını bilmediğim bir şey 
Çıt diye kırıldı içimde 

Ne acılar çektim bilsen 
Nelere katlandım gurbette 
Senetlere tutanaklara 
Mahkeme kararlarına geçtim 
Yıllarca ad oldum bir kötüye 
Bir an bile unutmadım seni 
Göz göze gelmedim hiç 
Senden başka bir sözcükle 

Sesin sesime değince 
İçimdeki süt denizleri 
Köpürmeye başladı gene 
Öpüşe banınca dudaklarımızı 
Kendi kokusunu duydu yosun 
Şiirin gizli aynasında 
Kendi rengini gördü menekşe 

Haydi gel dedi 
Dişi sözcük erkek sözcüğe 
Başka bir şiire girelim 
Görünmeden ozan abiye 


Ali Yüce

 

OLMACA 

Ben çocuk olsaydım eğer 
Kav çakmak satardım 
Bulut amcalara 
Pamuk şekeri alırdım yerine 
Patlamış mısır alırdım 

Ben çiçek olsaydım eğer 
Hiç saksı giymezdim ayağıma 
Ödünç kanat alırdım 
Güvercin teyzemden 
Barış uçardım üstünüze 

Ben ırmak olsaydım eğer 
Altıma saklamazdım ayaklarımı 
Öyle yaklaşmazdım denize 
Düşmana yaklaşır gibi 
Sürüne sürüne 

Ben tüfek olsaydım eğer 
Patlamazdım kimsenin üstüne 
Bir tetiğimden utanırdım 
Bir de eğri parmağından 
İnsan amcaların 

 

 
   
Наверх