Şiirsu.Orgyüreğinizin şiir adresi !...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA |
Yazar | Mesaj | |
Kurşunkalem |
№: 82 Tarih: 2016-03-19 13:20 GMT
|
|
Administrators Mesaj: 112 Ülke: Turkiye |
BEŞ KURUŞA AŞK ŞARKILARI ESKİ BAKIR ULUKIŞLA'DA SAAT BEŞ
Saat beş. Yoğurt vuruyor analar, Akşam Kaçak tütün gibi koyu, yumuşak, Alev almış göçebe bir kurt sesi Kalaysız bakraca, buzlayan ovaya yansıyan, Yok tipiye gem vuran Ve narayı hançer gibi kullanan atlılar, Toprak suskun Anaların güz bahçesi kesilmiş gözleri Zehrini içine akıtıyor çıkrıklar. Saat beş. Zonkluyor belleğimde Aksaray yolunda gördüğüm Gülgillerden bir bitki Şemdinli'de ırmak gibi akıp geçen Yemyeşil sıbyan ölümleri, Alınları dövmeli kadınların Uçurumlardan daha yabanıl Söylediği ağıt mıydı, ninni mi? Bir pişmanlık mıdır yaşananlar? Elini bir an suda unutup gitmesi, Bakarken ardından ağbani hırkaların. İnsanınkine benzer kederi Yalnız kalan tahta köprülerin. Gün kaydını düşer çıplak çocuklarla Bellek körelir düşürülmüş bir elmas gibi Kurumuş bir dere yatağında. Yaralı tavşan ne bırakır ki Ardında kan izinden başka? Isparta'da koku yapılır gülden Aksaray'da bıçak gibi yalnızlık Hakkari'de efsane. Balkıyan bulutu görür başak Mavilik gülümseyiş gibi titrediğinde, Ben erken ölümü gördüm Ulukışla'da saat beşte Yalınayak suya basıyordu bir çocuk. Ahmet Oktay SIĞINAK
Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu Sana dokununca mı denizleniyor masa Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan Sıkıntımın ormanında? Üç beş günümüz var şuracığında Nice oyuncağımızı kırdılar Biz de güzel çocuklardık bahçelerde Sularda alabalık Azla avunmaya alıştık Ne yapalım paramız yoksa Şarabımız bitince yağmura çıkarız Kim güzelleşmiyor öpüşünce. Ahmet OKTAY GÖLGELERİ KULLANMAK
İşte bir ses geçiyor sıkıntıdan Baksam pencerede yağmur da var, Hani saçlarını ya da göğsünü Çok ince bir hüzünle bezeyen. Oyuncaklar da var yalnızlıktan Bir parkta ölümü güzel kılar, Hani sarmasıkça uzandığın yatakta Durmadan aşıladığım sana. Hayır yaşamıyor suda o balık, Bir yanıltı daha çiçek aldığım. Herkesin bebeği var odalarda Ölüme ve daha sıkılmak için. Uzayan sakalım sabaha kadar Uçup giden bir kuş koynundan, Belki yanında bile olmadım. Eğildiğin sular da yalan Salınıp duran gemilerle aldanma. Demiyorum hiç mi olmasın kokun, o yatak. Ben umutsuzluğun domino taşı Şimdi açım, suskunum bak. Hele bir çağırsın kanın türküsü Hele bir kıpırdasın kumsalda Ağları ve renkli balıklarıyla halk, Silâh tutarım dağlarda. Bu oda emanet, hadi uzan, Şimdi ellerim de çok nazlı Bir karanfille kanar. Sunduğum bu yalnız, çocuk ülke, Bak, gece de göğsümde çok ağır, Şaşkın değilim ama silahımı yitirdim. Gelsin leylâkların açma zamanı Mümkün silâhımı halkımla bulmak. Hadi uzan özlemim kadar, Bulutlar gidiyor, şimdi işim Çoğaltıp gölgeleri kullanmak |
|