yüreğinizin şiir adresi !
...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA

Forumlar » Genel » Türk Şairlerimiz » AYHAN HÜNALP


  Yazar   Mesaj
superbaba Online status
№: 141  Tarih: 2016-04-30 14:58 GMT
  

Members

Mesaj: 23
Ülke: Turkiye



ANALARA EVLAT ÖLÜSÜ ÖPTÜRMEYİN

Bir dağ başında akşam olur, yıldızlar üşür.
Yollar dolanıp gider, kaybolur karanlıklara.
Analar tükenir pencerelerde kapıları kollamaktan.
Bir delikanlı vurulmuştur, elleri bağlı.
Ciğerleri zincirlenmiş, kasıkları tekmelenmiştir.
Bir dağ başında akşam olur, yıldızlar üşür

Ya bacıdır ya kardeş ölen de öldüren de.
Günü gelir bir siperde bir mermi bölüşülür.
Evlat bizim, ana bizim, musalla bizim.
Nedir bu yol ayrımları, bu yol kavşakları.
Sağı solu yoktur bu işin vatan da bir yürek de birdir.
Günü gelir bir siperde bir mermi bölüşülür.

Hâlâ yollarda yankılanır cephane taşıyan kağnılar.
Hele bir gece yarısı Ilgaz’dan, Yalvaç’tan, Toroslar’dan geç.
Vatanın dört bir yanını sarmıştı “müstebitler, müstevliler, istilacılar”
Kış kışlak demeden yayan yapıldak yollara düşenler.
Bir tek madalyadan başka bir şeyi olmayanlar.
Bir tek madalya bile almayanlar.
Vuruşanlar bir dilim tayın ekmeğini bile yemeden.
Mahmuzlarında zaferlerin terleri soğumamış ölüler.
Bir gün olur adamdan hesap sorarlar.
Hâlâ yollarda yankılanır cephane taşıyan kağnılar.

Vuruşmayın tartışın, kurduğunuz pusuları, tetikleri bırakın.
Sarılıp sarılıp da öpüşün, ağlayın yazgınıza.
Kalmaz âhı ölüsünü son kez öpen ananın.
Solcunun da sağcının da âhı kalmaz uyanın.
Hiçbir vatan yoktur böyle kurtulan.
Kırk yılın ozanıyız, biz geldik gidiyoruz, işte geçtik göçüyoruz.
Usandık ölü gömmekten, ağıt yakmaktan.
Mezarcılar usandı gelinlere, delikanlılara toprak atmaktan.
Kalmaz âhı ölüsünü son kez öpen ananın.

Bir dağ başında akşam olur, yıldızlar üşür.
Günü gelir bir siperde bir mermi bölüşülür.
Hâlâ yollarda yankılanır cephane taşıyan kağnılar.
Sarılıp sarılıp da öpüşün, ağlayın yazgınıza.
Hiçbir vatan yoktur böyle kurtulan.
Kalmaz âhı ölüsünü son kez öpen ananın.

18 Ocak 1978


 

SAÇLARIN ALNINA DÜŞECEK


Ve bir gün leylaklar kuruyacak 
Sil gözlerini diyeceğim o zaman 
Yeşil bir bahar sabahında 
Asker yüklü bir trenin düdüğü ile bitecek her şey 
Marı kanadından 
Kahve falından haber bekleyeceksin 
Saçların alnına düşecek 
Bir duman gibi geçip gidecek en renkli bulutlar 
Deniz en güzel maviliğini verecek avuçlarımıza 
Şarkılı bir masaldır yaşamak 
Şafak karanlığın zaman rüyaların düşmanıdır 

Yolunu bilmediğim şehirlerden 
Adını duymadığım zenginlerden birine gelin gitmişsin 
Sevmez oldum geceleri 
Geceler ki en hüzünlü türküler söylenirdi 
Eyvallah deyip her şeye alıp başımı gitmeliyim 
Ellerim cebimde dudaklarımda hep o ıslık 
Düşen yıldızlardan başkasını sevmeyeceğim artık 
Köşebaşlarında serhoş şarkıları söyleyeceğim bazan 
Bunca diyar gezdim gözlerin için diye 
Ve bir gün yorulup bıkacağım yaşamaktan 
Yalnız hatıralarımız kalacak beni yaşatan 

Işıklar dökülmeli avuçlarına 
Karpit lambalarından 
İskele fenerlerinden 
Kaybolmuş bir İstanbul akşamında karşılaşmalıyız 
Kar yağmasa da olur 
Yıldızları dökülmüş göklerin 
Kurşuna dizilmiş erler gibiyim 
Öylesine delik deşik öylesine susmuş 

Neslimden binlercesi köşebaşlarında kan kusmuş 
Hepsinin dikili ağacı çoluk çocuğu olmalı 
Yummazdım gözümü karanlıklarda 
Anahtar saçardım dosta düşmana 
Kuşlar hep uçar mı sandın 

Aldırma boşver yalnızlığıma 
Biz kadere tekme atıp çelme takmış insanız 
Aç dolandığımıza bakma 
Biz şair adamız 
Fakat yağmurlar gönlümce yağmalıdır 
Ve balkonda dağlara karşı beni beklemelisin 
Sokaklar yıllarca boş kalsa da 
Bir gün döneceğimi bilmelisin

   
Наверх