yüreğinizin şiir adresi !
...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA

ŞÜKÜR VE NİYAZ

Gülüm Çamlısoy
Şiirler » ŞÜKÜR VE NİYAZ

Sözcüklerle eşleşen ruhum: semanın esintisinden sökün edecekken umudun tolerans tanıdığı bir avuç külünden doğacakmışçasına çıkması muhtemel yangını başlatan o tek kıvılcım ve mütemadiyen tetiklenen yüreğin uçuşan seyyah perdesi ve de gönül gözünün seyrinde…

 

 

 

 

 

Z/anlar sunulmuştu adeta aşkın ırmağında

Kâh bir keşiş kâh derviş kâh aşkı

Zikrediş.

Düşümden gerçeğimden

Taşıdığımdan taşınamadığımdan

Telaşla yaşadığım bedenim

Ruhumunsa karartma geceleri

Bir zelzele misali

Elimden kayıp gidenlerin desturu

S/onsuzluğun iksiri

Aşkınsa berduş şairi

 

Misallerdi aştığım

Misinasında hayatın sözcükler kaşıdığım

Bir yara gibi

Bir mentollü mendil ki

İmgeler adeta kan izi

Kaydıkça eksenden

Kayboldukça derinden

Tahammülsüz gecelerden

Fikren yenik

Zikren sönük

Delişmen yüreğimde saklı iken

O devasa sökük

 

Bir minval idim

Bir de Mihriban’ın ebemkuşağı

Saçlarından akan karın

Yüreğinden s/üzülen

Gülücüklerin mimarisi

Eş düştüğüm

İz düştüğüm

Düşün düşün

Kendimden taşındığım

Yolcu Abbas misali

Yol aldığım

Sulh bildiğim

Zevkin uzağında

 

Eklentilerin nazarında

Kıyılsa da içim

Bense aralıksız kıymete bindirdiğim

Şafağın da tozunu attığım

Kıyam sonrası kanatlandığım

Ve işte o lalden yüreğim

Kömürcü çırağı

Geminin miçosu

Pazardaki meyvenin tezgâhı

Deş babam deş

Leş bildiğim neyse uzağında

O serkeş yalnızlığın da kucağında

 

Makberin çağrısı

Huzurun fısıltısı

Ölümüne sevdiğim

Yetmedi:

Ölümle dans ettiğim

Tutulan dilim ve nutkum

Tutkal misali yapışıp kaldığım

Hüznün çeşmesinde

Kâh bir damla

Kâh esaslı bir derya

Göğün de söküldü mü menteşeleri

 

Ve işte yerkürenin katmanları

Ve işte sözcüklerin arbedesi

Ve işte Kuyucaklı aşklar

Ve işte kumarda kaybettiğim yaslar ve yaşlar

Kazayağı bir hüzün

Karabatak gönlün hükümranı

Aşkla meşk eyleyen kalemse zinharı

Yaza durduğum öykünün mistik kahramanı

 

Bir mevsimden

Sökün eden rüzgârın

Gölgesinden

Firar eden

Yalnızlığın,

Duayeni kelamın

Örtüsü

Kalemin dürtüsü

Meyletsem ne ki ne mutluluğa?

 

Kurdeşen döken kalemin solgun nutkuna

Kuram dışı bir z/afiyet

Yenilgi eseri bir yergi

Yanılgı misali

Başa tutturduğum hikâyeyi

Şiir bildiğim şiir yiyip şiir içtiğimi

Telaffuz eden evrenin kursağından dökülen imgeleri

Tanrı bildiğim hüznün zihniyeti

Adımladığım ne ki hayatı?

 

Ne de olsa tek bir adım yok beni

Kolluk kuvveti misali

Aşkın hörgücü

Yüce Rabbin kudreti

Sonlanmakla iştigal yine bir şiiri

Daha koyduğum tezgâhı

Pazarlayan ve ısmarlayan duyguların titri

Ölümsüzlük dediğin ne ki?

 

Ölümle içli dışlı

Bir yolculuğun da perde arkası

Her şey ama her şey annem için

Uzamında evrenin

Zulasında sözcüklerin

Yorgunluğun kıdemli kaleleri

Yemin billah sevginin şerbeti ve iksiri

Rabbin ihya ettiği gönlü

Kutsal b/ellediğim kadar sevgiyi

 

Ve İlahi Aşkı

Sunana meylettiğim

Şükrettiğim

Zikrettiğim

Yana yakıla değil

Canhıraş sevdiğim

Mavinin matemi ve meltemi

Gözlerinde kaybolduğum annemin kabul görse keşke her duası

Şükre doyamadığım

Sabrım

Metanetim

Zemheride sonlanacakmışçasına yolculuğum

 

Yolluğum kalem

Yolduğum saçım başım değil

Yakardığım yüce Rabbim

Yandığımın ertesi

Kabul görmek adına

Hulasası inancın

Umudunsa fermanı adeta

Yazılası her şiir

Yakılası her mektup

Yağmalansa da bellek ve benlik

En çok hatta sadece şükrün dinmez niyazı…

Gülüm Çamlısoy

(0)

Henüz yorum yapılmamıştır.