Arama
Favorilerine Ekleyenler
Favorilere Eklemek için Giriş yapmanız gerekiyor.Son Yazıları
1 - HELE BİR DE OL DEDİ Mİ2 - HAYATI YAŞANIR KILMAYA...
3 - DÜŞLER ŞEHRİ SON YOKUŞ
4 - BU RÜYANIN BİR RÜYA OL...
5 - BİR VARIM BİR YOK
6 - BEYAZIN TİNİ VE TİTRİ
7 - AÇMADIĞI KAPI YOKTUR Y...
8 - YALNIZLIĞIN KALE DUVAR...
9 - YAZ YAĞMURU...
10 - TAVŞANKANI...
Şiirler » ŞÜKÜR VE NİYAZ
Sözcüklerle eşleşen ruhum: semanın esintisinden sökün edecekken umudun tolerans tanıdığı bir avuç külünden doğacakmışçasına çıkması muhtemel yangını başlatan o tek kıvılcım ve mütemadiyen tetiklenen yüreğin uçuşan seyyah perdesi ve de gönül gözünün seyrinde…
Z/anlar sunulmuştu adeta aşkın ırmağında
Kâh bir keşiş kâh derviş kâh aşkı
Zikrediş.
Düşümden gerçeğimden
Taşıdığımdan taşınamadığımdan
Telaşla yaşadığım bedenim
Ruhumunsa karartma geceleri
Bir zelzele misali
Elimden kayıp gidenlerin desturu
S/onsuzluğun iksiri
Aşkınsa berduş şairi
Misallerdi aştığım
Misinasında hayatın sözcükler kaşıdığım
Bir yara gibi
Bir mentollü mendil ki
İmgeler adeta kan izi
Kaydıkça eksenden
Kayboldukça derinden
Tahammülsüz gecelerden
Fikren yenik
Zikren sönük
Delişmen yüreğimde saklı iken
O devasa sökük
Bir minval idim
Bir de Mihriban’ın ebemkuşağı
Saçlarından akan karın
Yüreğinden s/üzülen
Gülücüklerin mimarisi
Eş düştüğüm
İz düştüğüm
Düşün düşün
Kendimden taşındığım
Yolcu Abbas misali
Yol aldığım
Sulh bildiğim
Zevkin uzağında
Eklentilerin nazarında
Kıyılsa da içim
Bense aralıksız kıymete bindirdiğim
Şafağın da tozunu attığım
Kıyam sonrası kanatlandığım
Ve işte o lalden yüreğim
Kömürcü çırağı
Geminin miçosu
Pazardaki meyvenin tezgâhı
Deş babam deş
Leş bildiğim neyse uzağında
O serkeş yalnızlığın da kucağında
Makberin çağrısı
Huzurun fısıltısı
Ölümüne sevdiğim
Yetmedi:
Ölümle dans ettiğim
Tutulan dilim ve nutkum
Tutkal misali yapışıp kaldığım
Hüznün çeşmesinde
Kâh bir damla
Kâh esaslı bir derya
Göğün de söküldü mü menteşeleri
Ve işte yerkürenin katmanları
Ve işte sözcüklerin arbedesi
Ve işte Kuyucaklı aşklar
Ve işte kumarda kaybettiğim yaslar ve yaşlar
Kazayağı bir hüzün
Karabatak gönlün hükümranı
Aşkla meşk eyleyen kalemse zinharı
Yaza durduğum öykünün mistik kahramanı
Bir mevsimden
Sökün eden rüzgârın
Gölgesinden
Firar eden
Yalnızlığın,
Duayeni kelamın
Örtüsü
Kalemin dürtüsü
Meyletsem ne ki ne mutluluğa?
Kurdeşen döken kalemin solgun nutkuna
Kuram dışı bir z/afiyet
Yenilgi eseri bir yergi
Yanılgı misali
Başa tutturduğum hikâyeyi
Şiir bildiğim şiir yiyip şiir içtiğimi
Telaffuz eden evrenin kursağından dökülen imgeleri
Tanrı bildiğim hüznün zihniyeti
Adımladığım ne ki hayatı?
Ne de olsa tek bir adım yok beni
Kolluk kuvveti misali
Aşkın hörgücü
Yüce Rabbin kudreti
Sonlanmakla iştigal yine bir şiiri
Daha koyduğum tezgâhı
Pazarlayan ve ısmarlayan duyguların titri
Ölümsüzlük dediğin ne ki?
Ölümle içli dışlı
Bir yolculuğun da perde arkası
Her şey ama her şey annem için
Uzamında evrenin
Zulasında sözcüklerin
Yorgunluğun kıdemli kaleleri
Yemin billah sevginin şerbeti ve iksiri
Rabbin ihya ettiği gönlü
Kutsal b/ellediğim kadar sevgiyi
Ve İlahi Aşkı
Sunana meylettiğim
Şükrettiğim
Zikrettiğim
Yana yakıla değil
Canhıraş sevdiğim
Mavinin matemi ve meltemi
Gözlerinde kaybolduğum annemin kabul görse keşke her duası
Şükre doyamadığım
Sabrım
Metanetim
Zemheride sonlanacakmışçasına yolculuğum
Yolluğum kalem
Yolduğum saçım başım değil
Yakardığım yüce Rabbim
Yandığımın ertesi
Kabul görmek adına
Hulasası inancın
Umudunsa fermanı adeta
Yazılası her şiir
Yakılası her mektup
Yağmalansa da bellek ve benlik
En çok hatta sadece şükrün dinmez niyazı…
Gülüm Çamlısoy