Arama
Son Yazıları
1 - İYİ Kİ ŞİİR VAR-DÜNYA ...2 - SUNDUM NİYAZIMI EN ÜST...
3 - ŞİİR-İ CİHAN HARBİ
4 - ANNEMİN DUALARINDA SAK...
5 - YÜZ GÖRÜMÜ BELLEMİŞKEN...
6 - AKTİF BİR FAY HATTI İS...
7 - ŞİİR YAZMAK MI
8 - ADI ANNE OLAN HER AN H...
9 - AYAN BEYAN ŞİİRİM BEN
10 - HELE Kİ ŞAİR SES ETMED...
Son Eklenen Şiirler
SUSUZ YAŞANMAZSU
SUNDUM NİYAZIMI EN ÜST...
ŞİİR-İ CİHAN HARBİ
ANNEMİN DUALARINDA SAK...
ÇANAKKALE'MİZ
YÜZ GÖRÜMÜ BELLEMİŞKEN...
ADI ANNE OLAN HER AN H...
AYAN BEYAN ŞİİRİM BEN
YILDIRIM HIZINDA SEVDİ...
HUZUR COĞRAFYAM VE ANA...
BİR ŞİİR YETECEK MİDİR?
SENDEN GELDİM SANADIR ...
AH, BAHAR GÜLÜŞLÜ HAZANIM
ŞİİRİN BAŞŞEHRİ
Şiirler » HEY GİDİ HEY
Bu şiir 2022-06-30 22:50 tarihinde günün şiiri seçilmiştir. |
‘’Park güvercinler gibi yaşlı adamlarla doluydu,
Okuduğum kitapta, ‘’Aynı mahalleden bir gökyüzü
Satın aldık’’ cümlesi geçiyordu,
Bunu okuduğuma inanmadım yazdığıma da,
Tanrıya mektup yollayan çocukların
Adres yerine yazdığı gökyüzüydü bu.’’(Alıntı)
Her rengin bir tabusu var, bayım
Aşkın şakayıklarına hep mi yakışır gözyaşım?
Bir maviden yana temennim
Bir de yamaladığım sözcüklerin,
Ah, yağmalanmış kalbimde saklı hicretin
Çağrısı
Devasa salonlarda sekiyorum bir bir
Ellerimde saklı müziğin sesi
Ve dokunduğum o duvar piyanosu
Çocukluğumun yankısı
Boy veren çiçeklerden arakladığım kim bilir…
Fildişi tuşların tiz sesi
Kinayesiz notalar
Aşkla örülü saçlarım
Ve işte sahnede çaldığım o mutlu melodi
Çocuk olmanın iklimi
Nasıl da geçermiş parmaklarımdan.
Sair zamanda kalemim ve defterim
Rozetim asla eğreti değil
Ben sözcüklerin asi/l prensesi
Hem babam yaşıyordu o zamanlar
Dokunmaya dahi kıyamadığı kırmızı saçlarım
Gözlerim pırıl pırıl
Henüz acıları tatmadığım zamanlardan geçtiğim
Değil asla yalan.
Gökyüzü servis yaparken yıldızları
Bense henüz anlamadığım çiçek olmanın mahcubiyeti ile
Dik dalım sivri dikenlerim
Sadece mutlu zamanlarda çiçeklendiğim
Ve öylesine açmıştım ki
Bilemedim zamanın birinde içime en derine kapanacağımı.
Mevsim hoyrat, bayım
Sözcüklerim kâh hüzünlü kâh umut yüklü
Tahakkümperver nidalardan geçmezken yolum
Taş üstünde taş bırakmayan zalimin
Mazlum yüreğime henüz dokunmadığı zamanlar
Bense çocuk ve mutlu olmanın tadını çıkarırken
Sözlendiğim kitaplar nazara gelmemiş henüz yalnızlığım.
Bazen rüzgârın sırtına çıkıp evreni bir başıma dolandığım
Kıyamet habercisi olmayan insanlar
Gıybetin henüz üst mertebeye ulaşmadığı zamanlar
İnsanca sevip sevilmenin lüks olmadığı
Kuytularda da henüz yaşamadığım ömür
Divanesi sevginin delişmen yüreğin misafiri kader
Kederle örtülü değilmiş de yüzüm henüz
Yüz verdiğim sadece sevgi iklimi ve coşkuma nail.
Mütereddit kimliğimle adımladığım uzun ve dar yokuşlar
Safça tırmandığım
Safça sevip inandığım
Saf tuttuğum sadece masumiyet
Kirlenmeden yaşamanın da nidası
Tek kirim ayakkabıma bulaşan çamur
Tek kini duyumsayan zaaf yüklü gölgeler
Alabildiğine uzağındayken
Kavurucu sıcakların eritmediği buzullar
Henüz içimde saklamadığım o buz kütlesi
Minnet etmeden sevdiğimin güvencesi
Yaşadığım kadar yaşatmayı şerh düştüğüm
Sevgi ve hatırşinas kader
Esefle söylenmediğim kendime.
Alametifarikası ömrün hey gidi mazi hey
Nasıl da tıklım tıklımmış içimizdeki sevgi
Baş veren karşılık bulan
Aşkın lades dediği bir tekerleme olsa olsa
Hayatın ne kibri ne kini ne kiri mevcut yüreklerde
Nazenin dalgalarla salındığım şehrin gözdesi
Birden başladığım asla varamadığım yakası şehrin
Yakardığım sadece Rabbin katında saklı nice mucize
Titrimse insanlık ve sevginin eşkâli
Elbet yüzlerde yüreklerde saklı
İçtenliğin nidaları
Sökün eden her gün gece
Ölümsüzlüğü örterken üstüme…
Gülüm Çamlısoy