yüreğinizin şiir adresi !
...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA

HEY GİDİ HEY

Gülüm Çamlısoy
Şiirler » HEY GİDİ HEY

Bu şiir 2022-06-30 22:50 tarihinde günün şiiri seçilmiştir.

‘’Park güvercinler gibi yaşlı adamlarla doluydu,

Okuduğum kitapta, ‘’Aynı mahalleden bir gökyüzü

Satın aldık’’ cümlesi geçiyordu,

Bunu okuduğuma inanmadım yazdığıma da,

Tanrıya mektup yollayan çocukların

Adres yerine yazdığı gökyüzüydü bu.’’(Alıntı)

 

 

 

Her rengin bir tabusu var, bayım

Aşkın şakayıklarına hep mi yakışır gözyaşım?

Bir maviden yana temennim

Bir de yamaladığım sözcüklerin,

Ah, yağmalanmış kalbimde saklı hicretin

Çağrısı

Devasa salonlarda sekiyorum bir bir

Ellerimde saklı müziğin sesi

Ve dokunduğum o duvar piyanosu

Çocukluğumun yankısı

Boy veren çiçeklerden arakladığım kim bilir…

Fildişi tuşların tiz sesi

Kinayesiz notalar

Aşkla örülü saçlarım

Ve işte sahnede çaldığım o mutlu melodi

Çocuk olmanın iklimi

Nasıl da geçermiş parmaklarımdan.

 

Sair zamanda kalemim ve defterim

Rozetim asla eğreti değil

Ben sözcüklerin asi/l prensesi

Hem babam yaşıyordu o zamanlar

Dokunmaya dahi kıyamadığı kırmızı saçlarım

Gözlerim pırıl pırıl

Henüz acıları tatmadığım zamanlardan geçtiğim

Değil asla yalan.

 

Gökyüzü servis yaparken yıldızları

Bense henüz anlamadığım çiçek olmanın mahcubiyeti ile

Dik dalım sivri dikenlerim

Sadece mutlu zamanlarda çiçeklendiğim

Ve öylesine açmıştım ki

Bilemedim zamanın birinde içime en derine kapanacağımı.

 

Mevsim hoyrat, bayım

Sözcüklerim kâh hüzünlü kâh umut yüklü

Tahakkümperver nidalardan geçmezken yolum

Taş üstünde taş bırakmayan zalimin

Mazlum yüreğime henüz dokunmadığı zamanlar

Bense çocuk ve mutlu olmanın tadını çıkarırken

Sözlendiğim kitaplar nazara gelmemiş henüz yalnızlığım.

 

Bazen rüzgârın sırtına çıkıp evreni bir başıma dolandığım

Kıyamet habercisi olmayan insanlar

Gıybetin henüz üst mertebeye ulaşmadığı zamanlar

İnsanca sevip sevilmenin lüks olmadığı

Kuytularda da henüz yaşamadığım ömür

Divanesi sevginin delişmen yüreğin misafiri kader

Kederle örtülü değilmiş de yüzüm henüz

Yüz verdiğim sadece sevgi iklimi ve coşkuma nail.

 

Mütereddit kimliğimle adımladığım uzun ve dar yokuşlar

Safça tırmandığım

Safça sevip inandığım

Saf tuttuğum sadece masumiyet

Kirlenmeden yaşamanın da nidası

Tek kirim ayakkabıma bulaşan çamur

Tek kini duyumsayan zaaf yüklü gölgeler

Alabildiğine uzağındayken

Kavurucu sıcakların eritmediği buzullar

Henüz içimde saklamadığım o buz kütlesi

Minnet etmeden sevdiğimin güvencesi

Yaşadığım kadar yaşatmayı şerh düştüğüm

Sevgi ve hatırşinas kader

Esefle söylenmediğim kendime.

 

Alametifarikası ömrün hey gidi mazi hey

Nasıl da tıklım tıklımmış içimizdeki sevgi

Baş veren karşılık bulan

Aşkın lades dediği bir tekerleme olsa olsa

Hayatın ne kibri ne kini ne kiri mevcut yüreklerde

Nazenin dalgalarla salındığım şehrin gözdesi

Birden başladığım asla varamadığım yakası şehrin

Yakardığım sadece Rabbin katında saklı nice mucize

Titrimse insanlık ve sevginin eşkâli

Elbet yüzlerde yüreklerde saklı

İçtenliğin nidaları

Sökün eden her gün gece

Ölümsüzlüğü örterken üstüme…

 

Gülüm Çamlısoy

(0)

Henüz yorum yapılmamıştır.