Arama
Favorilerine Ekleyenler
Favorilere Eklemek için Giriş yapmanız gerekiyor.Son Eklenen Şiirler
YALNIZLIĞIN KALE DUVAR...TAVŞANKANI...
EY GARSON
SİLİCİ
Yeter Artık Gözün Gözl...
Yetmedi Saz İle Söz
Zaman Tüneli
Cevabı Olmayan Güne Uy...
Eskiden Yaşamın Bir Ta...
Gece gibi sessiz
Her Bakışın Bir Anlamı...
Değermi Kalp Kırmaya Ü...
Nerede yaz ile bahar
Rüzgarın estiği yöne e...
Geceydi Uykum Firar Et...
REKLAMLAR
Yazılar » AKTİF BİR FAY HATTI İSE YÜREK
Tekbir getiren yaralı çiçeğin
Gördüğü düşü nasıl da saklı tutulası
Bir iklimden firar ettim edeli
Şık bir rötuşla ifa ettim görevimi
Ben ki:
Mağdur bir kuşun kanatlarına yağan benekler misali
Rüştünü de ispatladığım kadar hüznün,
V/eda çiçeklerinden ördüm ben aşkı:
Ne benlik ne beylik bir kıyımdır
Hazır ola durduğum ölüm öncesi bir biçemdir
Mademki ruhuma yakışan kıyama durduğum kadar
Aşk makamında sarmalında özlemin
Doğaüstü bir kıvanç ve övünçle
Ve elemle de d/okurken bir bir iç sesimi…
Üşüyen bir çiçeğin tohuma kaçan duygularının nüktedanlığı saklı her sus payı söylemde bense hicabın eşiğinde salınıyorum dökülmüş yapraklarımın yeniden can bulacağı umuduna sıkı sıkı sarılı bir hegemonyanın tedirginliğinde şakıyorum dalıma konan bülbülün bestekâr ruhunda saklı bir nota olmanın asaleti ve gamı ile teselli buluyorum her nüksettiğinde acının nötr varlığında kâh bir atom olup parçalanmayı bekliyorum kâh s/onsuzluğun ç/ağrısına sığınıp küllerimden ve açmaya doyamadığım güllerimden besleniyorum…
Atılsa ruhlar atıfta bulunası…
Aktif bir fay hattı ise yürek.
Kürediğim sözcüklerden dilekler tutuyorum ve ruhumun çaputlarına asılı şarkılarla inletiyorum yeri göğü en çok da sessizliğin diyezinde saklı ödediğim bir diyetin hesabını tutuyorum hesapsızca sevmenin de bir uzantısı iken bunca hayal kırıklığı…
Her düş çürümüştü ansızın her düş yerçekimine yenik düşmüş ve çözülmüştü bir bir o kördüğüm.
Kordandı benim alfabem közünde saklıydım özün ve özrümle çıktım huzura esen rüzgâra kafa tuttum ve kendi sözlüğümü derledim…
Sökün edendim sakındığım kadar gözümden sevgiyi sevdiklerimi.
Uzamında ömrün, kâinat devasa bir rahle sunmuştu önüme serildiğim kadar sarmalında aşkın köhne bir bina değildi yüklendiğim tevazu bilakis güncellediğim kadar ömrü şiirlerle kasıtlı kasıtsız sevmiştim ben sevmeyi ve yaşama adandığım kadar yaşamdan kopma arzusu taşıyordum ki kimi zaman.
Renklerin himayesinde sardım belime gök kuşağını.
Aşkın nezdinde tükenmeyendim bilakis sevdiğim kadar türettiğim ve…
Ve…
Ah, üzerine tünediğim kırık dalım kırgın yüreğimin semasında saklı aşkın kıvamı ve mademki bir gül idim hasbıhal ettiğim nasıl ki bülbül şakıyan iç sesimle şen bir mizaç dilemişken Tanrıdan…
Şanımla.
Şerefimle.
Sancağımda saklı iken gözüm.
Şenlenmeye meyyal yaza yaza geldiğim şu son nokta dipsiz bir hüzün deryasında dibini gördüğüm kadar yaşamın haşmetli yüreğimle hazanın bekçisi ve dört gözle yolunu beklediğim kışın ve mademki Aralık idi favori mevsimim elbette aralık bırakmıştım kalbimin kapısını konuşlu olduğum o en Ulu Rakım: Aşka makamında yaşadığım kadar yeşeren gözlerimde akan yaşlarla aldığım namaz abdesti her halükarda kabul görmekle iştigal Allah katında ve günde beş vaktin dahi yetmediği yâdı dünün mademki bir mezar taşında saklıydı bir ömürlük sessizliğim…
Dikenlerimden mustarip idim madem.
Matem makamında seken bir kuş gibi.
Mealimse aşkla özlemle yanaştığım huzurdan ötesi nasıl ki yok idi içinde saklandığım kozamda ve her halükarda kelebek kanatlarında kalemimin bazen aksasa da iç sesim…
Demliydim hem ve dertli.
Derdest olmuş yalnızlığım ve dipsiz efkârım yetmedi dalkavuk imgeler seken yüreğimden şiirlerime nasıl ki bir ekin vaktiydi tahliye ettiğim düşlerim Ekimden de öte erecektim elbet kâh Aralığa kâh hidayete nihayete ermeden o minvalde saklı bir saka kuşu, akça pakça teninde semanın semiren hissiyatım aşkla kavurduğum sözcüklerim ve albenisi aşkın ant içtiğim kadar kutsal kitabın üstüne üstlendiğim bir vazifenin nezdinde.
Sancağım.
Salkım saçak yalnızlığım.
Sadık bir kul Rabbine koşma arzusuyla arz ettiğim iç sesim tükenmek ne kelime türettiğim nice his nice şiir elbette kelebek ömürlüydü her biri bense tehir ettiğim kadar kelebek kimliğimi aralıksız şiir dokuyordum kozamda ipek böceğinin asaleti ve neşesi bulamışken üstüme başa ulaşılmazlığın minvalinde dokunulmazlığım sayesinde baş koyduğum bu yoldan da yok iken dönüşüm.
Kandığımsa her insan.
Akabinde kanadığım…
Yetmedi kardığım önüm didiklediğim dünüm direndiğim kadar hayta rüzgâra bazen yenik düşüp dalımdan kopan her yaprağımla hatmettiğim takvim yaprakları nasıl ki hicretimdi aşk nasıl ki hicrindeydim sevginin ve işte ve işte aralıksız içimdeki çocuğu hicvettiğim o kırık tokam tokalaştığım her selam her kelam bir sadaka mahiyetinde yüzümde açan güllerden derlediğim sevgimle eşleşen özlemim bazense kendime bazense kendimden öte düşler g/ördüğüm aşkın haresinde saklı bir har bir kül bir gül bir kul…
Sanrılar yapışkan.
Sancılar acıtan.
Sandığımsa kilitli.
Beni bekleyen sandukam.
Saklı sırlarım aşkla eşleşen.
Serildiğim surları sevdalı şehrin…
Ser verip sır vermediğim ve de…
Ve mikado çöplerine düşkünlüğüm çocukluktan bu yana beni yalnız bırakmayan hayallerim ve ne çok hayalet aşkla eşelediğim toprağım bakaya kalansa elbet yalnızlığımın şanında saklı bir asalet asi bir rüzgâra kafa tutmanın da ötesinde bizzat rüzgâra öykünüp aralıksız içime estiğim.
Bir mihenk taşı ise başımı koyduğum ya da…
Bir nirengi noktası kör kütük sarhoş olduğum içtiğim suda kopan fırtına men ettiğim kadar kini nefreti mahal verdiğim sonsuz aşka karşılık bulmayı değil beklemek aklımdan geçirmediğim ve seve seve olgunlaşan bir meyve gibi bir ağaç belki de en çok köküme en çok Rabbime sadık yetim ve hüzünlü yüreğimi tek seven koruyana nasıl ki Mevla’m aşkla kişneyen bir at aşkla uçuşan kuş aşkla demlenen şair acı ile büyüyen bir özlemse mutluluğa varsın olsun erteleyeyim hayatı varsın olsun uzağında kalayım mutluluğun o huzur ki: bana yeten o Aşk ki minvalinde bir öykünün mizacımda yaşattığım kadar kaderi ve kederi…