yüreğinizin şiir adresi !
...ben edebiyattan ibaretim...KAFKA

AHMAKISLATAN

Yazılar » AHMAKISLATAN


Yazdığımdan fazlası, yazmakla eş değer iken yaşama sevincim ve solduğum pencereme günlerdir güneş doğmazken ki…

Ki güneşi pek sevmiyorum en azından içimi ısıtıyor ama sıcaktan ve aydınlık havadan da fazla haz etmiyorum işte bir de tatil günlerinden ve sebebi bende kalsın hani olur da bir gün dilim sürçer ve bir bir deşerim yaralarımı.

İnancın varlığı işte dayanma gücümün de ta kendisi.

Eşliğinde…

Hangi rengim, hangi açı?

Sözlendiğim acılarsa aşmışken boyumu.

Seyyahtır güneş bense seferisi hüznün ve kopçası koptu günün bense geceye meylettim aşkı da yoldaş bildim apışıp kaldığım da ansızın bazen kör kurşun gibi sektiğim bazen gözümün seğirdiği…

Hırpani Düşler Yokuşu…

Çocukluğumun geçtiği ve hali hazırda yaşadığım o devasa şehir aşkla ihya etmişken yüreği aşka âşık İstanbul rüzgârı olmalı belki de mahlasım ve ayan beyan hüznümü tetikleyen bir yerlerde peşime takılan karanlığın da tok sesi.

Divane olduğum günler sonlandı.

Dar koridorlar ansızın devasa bir dünyaya meyyal etti kendini ve kimsesizliğimle kucaklaştığım lanetin küflü duvarlarına çaktım çivileri elbet çivilendiğim elbet cirit attığım elbet cihat bildiğim elbet bunca nefrete inat ve aşka biat tutturduğum yol…

Her yol da bana çıkıyor işte aslında ben, ben olmaktan çıkıp varamıyorum nihayete ve nice yarım hikâye bir düşün ertesi eşleştiğim gerçekler ve artık hayal kurmayı da tehir ettiğim.

Mevsimin de tadı yok bu gün ve dün ve…

Mevsimsel bir var oluş felsefesi sözüm ona güneş doğacak içime ve ben bana kavuşacağım.

Ölümün derin dondurucusunda saklı kâbuslar var asla yeltenmediğim ama yakamdan da düşmeyen artık kaç beden büyükse bitimsiz acılar bense biteviye açılar konduruyorum bakış açıma.

Avunduğum mu yoksa savunduğum mu?

Kilit noktası bazense ket vurulan bazen kat çıktığım bazen kanat açtığım bazense kaybolduğum.

Günü kurtarmalıyım yine ve yeniden.

Abesle iştigal neyse abartısız yanıyor içim ve yakarıyorum kâinata aşkın dumura uğradığı belki de üstünde dumanı tüten kahve gibi ya da vapur bacası ve işte yolcusuyum Paşabahçe vapurunun ve hala devingen mahiyette dalgalarla oynaşıyor yunuslar ve ayaklarım yerden kesiliyor ne de olsa hayal dünyama kaptırdım kendimi ve kısıtlı teknoloji bilgimle bir ileri bir geri sekiyorum sanal dünya ile aramdaki tek bağı da diskalifiye edip an itibarı ile bir başıma dolanıyorum kâinatta ve az sonra açacağım modemi ve işte sonsuzluğa bağlanacağım ve paylaşacağım yazdıklarımı.

Bir de yazmadıklarım.

Bir de yazıp imha ettiğim.

Bense yüreğimi ve insanları ihya etmek adına büyük bir mücadele veriyorum kendimle ve asla da memnun değil iken kendimden.

Rahmet yağmadı bu gün.

Bense nasıl da rağbet etmiştim yağmur bulutlarına.

Bir destanmışçasına bir destur belki de ve işte delik deşik yüreğimle hamt etmeyi de becerip umut ediyorum hali hazırda ve delişmen ruhumla ettiğim münazara sadece Rabbimden istiyorum.

Manen yalnız değilim ama fiziksel anlamda kimse yok yanımda sadece ailem ve gönül dostlarım ki onlar da öylesine uzağımda ki.

Uzandığım yatak değil dimdik durduğum yol ve kavşak.

Dilemması günlerin ve dilaltı bildiğim şiirlerim ama yetinmiyorum ve daha fazlasını anlatmak istiyorum ve kalemle olan ilişkimde bazen kendimi o kadar yetersiz hissediyorum ve asla mübalağa etmediğim öylesine devasa bir boşluktayım ki…

Günler geçmiyor gecelerse çok kısa.

Sözcükler yetmiyor anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki.

Bazen günü gününe uymayan bazen günü kısa kesip direkt daldığım gecenin koynu ve yüzüm gözüm mürekkep içinde oysaki saatlerdir yazmıyorum okumuyorum da ama içimi okuyan birine o kadar müteşekkir ve minnettarım ki içimden her geçeni dile getirmem imkansız olsa bile içimi okuduğunu biliyorum ya ve işte gücüm de bundan geliyor.

Güç bela severken insanlar.

Güç olsa da yaşamak.

Gücüm tükendiğimde yeniden dualara  sarıldığım ve yürek iklimindeki sekmeler.

Aşkla ihya ettiğim yüreğim arşı alaya çıkan iç sesim ve desturum bir kelime öncesinde çektiğim Besmele…

Söylemler bazen donuk insan bakışları gibi.

Sözcükler bazen tekdüze anlatmak istediklerimin yanında.

Ve ıslık çaldığımda kapıma koşan kalem ve yazacağım ilk sözcükler başladığım o yolculuk artık kaç sayfa yazarım bilmem ama yazmaktan da öte birilerine anlatma ihtiyacım nasıl da baskın geliyor gecenin sessizliğine.

Defalarca tuşladığım numaralar ve bazen meşgule verenler bazense ulaşamadığım ama Rabbim asla terk etmiyor beni asla yardımını esirgemiyor ve ben ne isteyeceğimi bilemezken sadece bana yardım etsin diye yüzüm gözüm yaş içinde yakarıyorum ve derin bir uykuya dalıyorum ki kötü geçen bir günün ertesinde huzur bulmam da inanılmaz güç iken ve sahip olduğum o farkındalık ile İlahi bir Işık aydınlık kılıyor önümü oysaki gecenin geç bir saati ve sokağın ışıkları yanmıyor ve çok yakından köpek havlamaları geliyor yetmiyor uluyorlar da.

İçimdeki sarkaç.

Yüreğimse devingen.

İhlaslı bir arayışın geri çevrilmediği ve nüktedan bir acı baskın geliyor ve ben her şeyden herkesten ümidimi kesmişken ansızın sokak aydınlanıyor ve köpek havlamaları sona eriyor ve bir günün daha bittiğine hükmetmişken evren aslında biliyorum da günün henüz sonlanmadığını ve avuçlarımda dualar yüreğimde sayısız zümre ve sağanağa teslim olduğum ki sadece beni ıslatan bir yağmur üstelik evin içinde biliyorum yine ahmakıslatana yakalandığımı ve huzurla kapatıyorum gözlerimi.

 

(0)

Henüz yorum yapılmamıştır.